İnsanoğlu dünya üzerinde var olduğu ilk günden bu yana ihtiyaçlarına orala bir değişim içerisinde. İlk insanlardan günümüz modern insanına gelinceye kadar birçok şey değişti. İnsanlığın evrimi olarak adlandırılabilecek bu durum aslında tümüyle insanın çevresel etkenlere göre nasıl adapte olabildiğinin bir göstergesi aslında. Atalarımızdan bizlere miras kalmış özelliklerinizi ve atalarımızda var olan ancak günümüz insanına gelindiğinde yitirilmiş olan özelliklerinizi hiç merak ettiniz mi? Bu yazımızda dünden bu güne insanoğlunun geçirdiği değişimleri işliyoruz. Umarım okurken keyif alırsınız
Evrim biyologları insanoğlunun yaşının yaklaşık olarak 1.1 milyar yıl olarak hesaplıyor. Yaşı itibarı ile insanlık dünya üzerinde varlık göstermiş diğer canlılar ile kıyaslandığı zaman dünya üzerindeki en genç varlıklardan bir tanesi sayılıyor. Ancak bu kadar genç olmasına rağmen, insan ırkında oldukça farklı değişimler meydana geldiği incelemeler sonucunda gün yüzüne çıkıyor. Bakalım insanlık hangi özelliklerini yitirmiş ve hangi özelliklere sahip olmuş…
- Süt içmeye devam ediyoruz: İnsanlık olarak eski çağlarda laktoz sindirimini sağlayan genlerimizi yitirdik. Ancak ilk insanlar inek, koyun, keçi vb. süt veren memeli hayvanları evcilleştirdiğinden buyana süt içmeye devam ediyoruz. Süt tüketimi devam ettiği için bazı insanlar Laktoz sindirim genlerine yeniden sahip olmuş durumdalar.
- Metabolizmamız gelişiyor: İlk insanlar hastalıklara karşı dirençsiz ve zayıf vücutlara sahiplerdi. Ancak genlerimiz yıllardan bu yana gelen hastalıklara karşı deneyim sahibi oldu. Atadan torunlara geçen bu genetik miras günümüz insanının bugünde daha güçlü ve dirençli olmasını sağlıyor.
- Kullanmadığımız dişlerimizi kaybediyoruz!: Eski insanlar çok az alet ve edevata sahiplerdi. Bu nedenle bir çok kesme parçalama ihtiyaçlarını dişleriyle yaparlardı. Bu nedenle çok sağlam ve güçlü dişlere sahiplerdi. Ancak günümüz modern insanı kesme veya parçalama gibi işlemlerde kullanmak üzere birçok ekipmana sahip. Durum böyle olunca da fazladan çıkan 20′lik dişlerimize ihtiyacımız kalmıyor. Bu dişler kullanılmadığı için de geç çıkıyor veya hiç çıkmadan sıkıntı çıkarıyorlar. Birçok insan rahatsızlık verdiği veya hatalı çıktığı için 20′lik dişlerini çektiriyor.
- Akıl gerilemesi tehlikesi ile karşı karşıyayız: Günümüzde birçok işlem makineler tarafından veya yazılımlar tarafından gerçekleştiriliyor. Bir mimar çizimlerini ve hesaplamalarını bilgisayarı üzerinden rahatlıkla gerçekleştirebiliyor. Söz konusu durum bu olunca insanoğlunun zeka kullanmaya ve akıl yormaya pek fazla ihtiyacı kalmıyor. Bu durum da insanoğlunun beyninde küçülmelere ve gerilemelere neden olduğu öne sürülüyor.
- Artık renkli gözlere sahibiz: İlk insanlarda en belirgin özellik göz renklerinin sabit olarak tek renk, kahverengi olmasıydı. Ancak günümüzde bazı bireyler farklı renklerde gözlere sahip. Bunun nedeni yaklaşık 10.000 yıl önce Karadeniz kıyılarında yaşayan kolonilerin bir çeşit mutasyon geçirmesi ve gözlerinde renklenmelerin meydana gelmeye başladı. Bu mutasyonun nedeni olarak ise çok eşli yaşamak gösteriliyor. Günümüzde de çok eşli yaşayan bireylerin yaşadığı bölgelerde bu renkli göz olayı sıklıkla görülüyor.